18 Ekim 2010 Pazartesi

06.10.2010

......geçen seneden beri bir sürü şeyler oldu...; tam geçen sene, harika bir kutlamayla başladı yeni yaşım...ardından konserler peşisıra, izmir, eskişehir ve ve ve...birçok yeni müzik yazdım, vakti gelen birçok bitiş, bir dolu yeni başlangıç yaşadım. doğumgünümden 1 hafta önce çok sevdiğim birisi  hayatımdan bir boyutuyla gitme kararı aldı, üzüldüm...birçok şey bir dolu şeyin içinde başka bir bakış almaya başlarken melekleriyle birlikte geldi, ferahladım. okuldaki ilk yılımı yaşadım. bazı şeyleri bitirirken zorlandım; nasıl yeniden doğduklarını seyrettim sonra. birgün serap’a sorduğum sorunun aslında beni nasıl kendi yoluma taşıdığını hayranlıkla yaşadım, yaşıyorum. korktum;  korkmanın da nasıl bir rehber olduğunu gördüm. söylenen sözlerin, davranışların gerçek sebebini öğrendim. görünenin değil asıl hakikatin kalbin ışığında gizli olduğunu. herşeyin nasıl mükemmel bir zamanlamada olduğu da. deniz yıldızları geldi balkonuma; bir tanesi gelmişti zaten, paylaşınca onu hemen bir tanesi daha geldi aynı gece. sinop’ta 85 çocuğun kalbine dokundum, 85 çocuk ta benim kalbime. bir sürü konsere gittim. bir dolu film seyrettim. bir sürü müzik keşfettim. farklı ifade şekillerini nasıl algılamam gerektiğini öğrendim. uzun senelerdir görmediğim bir sürü eski arkaşadımı gördüm.  Büyümemin ikinci yarısında dönüşmek için çok çalıştım, çok keyifli çalıştım. hafifledim. özledim, üzüldüm. sevdim, sevdindim. özgürleştim. pilatese başladım. doğumgünü 3 gün üstüste kutlanır dedi yoga hocam; doğmaya hazırlandığın gün doğumgününden 1 gün önce, doğduğun gün ve dünyada olduğun ilkgün yani doğumgününden 1 gün sonra. ben de aynısını yapmaya başladım, çok güzel bir salı günü geçirdim. kısacası büyüdüm, çoğaldım, dönüştüm. varlığımın ilk şahidi doğduğum gün, dönüştüğümün teyidi doğumgünüm...

31 Ağustos 2010 Salı

gitme...

önce  beklediğimi sandım,
sonra senin beklediğini...
aslında beklenecek birşey olmadığını ardından
zamanın kenidisini getirdiğini…

zaman taşırken kendisini,
başkalaşıp geri getirdiğini öğredim...
gitmiş gibi hissedilenlerin…
içinde büyüyüp çoğalırken…

yine de gitme…

9 Haziran 2010 Çarşamba

...............

denizin gözleri sen,
senin gözlerin deniz,
derinlikleri aldığına mavi,
bıraktığına dönüşen yeşil,
bildik birşeyi hatırlatıyor,
özgürce kaldığı yerde;
senin denizin
benim yıldızım olmuş
ya da tam tersi…

4 Mayıs 2010 Salı

hep

denizin bütün özgürlüğüyle doğmuş insanları
farkeder birbirini hemen ve yakın
kokusundan mıdır usulca
yoksa bakışındaki kavruk kadifede midir gizi
bilinmez.

denizin bütün özgürlüğüyle doğmuş insanları
görür görmez birbirlerini
ta dipten gelen yüreğin sesiyle anlar.
ve
en baştan sarılır en ıssız izleri
hep  
aynı yörüngeden.

17 Mart 2010 Çarşamba

olma/ma halleri

güzelmiş, değilmiş, iki kere güzelmiş; bir kez değilmişmiş, fanmış, filanmış, öyleymiş, böyleymiş, değilmiş, ama'ymış, zaten'miş...
içtenlikten uzak olunmasından, gerçeğin hiç konuşulamamasından; bütün bunların gerçekleştirilmesi için oluşturulan yapay gizemden, anlamsız mesafeden, gereksiz mesafesizlikten, cevapsız bırakılan soru(n)lardan, dolaylı yollardan, anlamsız oyunlardan, içten olmama halinden ama galiba en çok ta sadece kendini gerçekleştirme yolunda çetin ve usul usul ilerlerken araya girerek müdahale edilmesinden çok yoruldum ve sıkıldım.
allah herkesi kendi yoluna özgürce bağışlasın...
özgür; "öz"ün gürül gürül gerçekleşme hali.

16 Mart 2010 Salı

ikisi arasında;....................

ikisi arasında, döngülerin içinde
bir durdu zaman dünya saatiyle.
tedirgin ve huzurlu
hoş! böyle birşey de kalmamıştı ya!
karışmıştı nice teslimiyet döngüsünde buluştuklarında.
nice karışmışken, kuş ta tam uyumuşken,
durdu dünya saatiyle birden.

bir başka döngünün habercisi miydi bu hiçbirşeye benzemeyen
ve bekleyen
yoksa…döngülerini tamamlamışlardı da istikametinde giderken,
daha evvel hiç bilmedikleri bir durumu mu anlamaya çalışıyorlardı
şaşkın…

1 Mart 2010 Pazartesi

.................

yollar,
bir daha gitmemek, dönmemek üzere,
aşılan yollar…
yaşamını, kokusunu bırakarak ardında
ve bir o kadar da yanına alarak
tüm yaşanmışlığı…

bir topraktan diğerine,
bir heykeli kırıp
diğerini oluşturmak geçmişin ışığı ile
yeni yerde.

göçler,
karışarak…
göçler,
başkalaşarak yeni zenginliklerde
çoğalarak…

20 Şubat 2010 Cumartesi

Ikisi arasında; istikametinde

ikisi arasında; döngülerin içinde
yeni bir döngü doğdu gece,
dünyaca dakikalar, saatler ve günlerden sonra,
halbuki bir an'lıktı istikametinde herşey

tedirgin ve huzurlu
teslimiyet döngüsünde buluşur buluşmaz
kendilerini bir şaştılar önce
tedirgin mi huzurluydu
yoksa huzurlu mu tedirgin
anlayamadılar
karıştı nice

sebepleri farklı sanırken
tedirgin ve huzurlu
aynı yerde, tam da aynı nedenle;
ikisinin aslında aynı yerde olduğuna
birden teslim olunca
teslimiyet döngüsü
dinlenmeye çekildi
epey yorulmuş ve mutlu.

“bu işe en çok sevinen kuş
ikisi arasında
hiçbirşeye benzemeyen müziği duydu
ve
cıvıldadı tüm kuşlarla bir
yeni doğan döngüyü kutlamak üzere”











16 Şubat 2010 Salı

yel dolabı







hergün’e
her nefesim’e
yeniden doğurduğumda kendimi,
yüreğimdeki haritada bir şehir daha
kaplanır hassas bir fırtına ile.

ne zaman öz’üme kapasam gözümü usulca
sessiz çığılığı gelir
yumuşak ama kuvvetli
yel dolabımın.